Müziğin çocuğun gelişimine etkisi

Müziğin çocuğun gelişimi üzerindeki olumlu etkisi, atalarımız tarafından çok önce fark edildi. Daha sonra, bu alanda yapılan çok sayıda çalışmanın sonucunda müziğin erken yaşlardan itibaren çocuklarda düşünme, hafıza ve hayal gücünün oluşmasına katkı sağladığı bulunmuştur.

Bilim adamları hamileliğin on dokuzuncu haftasından itibaren fetüsün dış dünyadan gelen sesleri algılamaya başladığını, dolayısıyla gelecekteki annenin sessiz klasik müziği dinlemesi gerektiğini kanıtladılar. Özellikle etkili olan, Mozart'ın müziğinin çocukları üzerindeki etkisidir. Terapötik ve rahatlatıcı bir etkiye sahip olmak, doğmamış çocukları bile etkilemektedir: meyve, ünlü bestecinin eserlerinin sesleriyle kalmaktadır. Doğumdan sonra annelerinin düzenli olarak Mozart'ı dinledikleri çocukların daha sakin oldukları belirtilmektedir.

Hangi müzik seçilir?

Müziğin çocukların sağlığı ve onların fiziksel gelişimi üzerinde olumlu bir etkisi olduğuna dair kanıtlar vardır. Böylece, perinatal dönemde klasik müziğe bağlı olan, akranlarından çok daha erken olan çocuklar, oturmaya, yürümeye ve konuşmaya başlarlar. Melodi çaldığında, insan beyni müzik notalarına karşılık gelen ses titreşimlerini algılar. Aynı zamanda belirli tipte sinir hücreleri ses dalgalarına tepki gösterir, bunun nedeni sinir gerginliğinin giderilmesidir, sakinleşir. Müziğin çocuğun ruhuna olumlu etkisi aynı zamanda dünyaya duyarlılık ve duygusal açıklık yaratmasıdır. Daha sonra bebek, insanlarla iletişim kuracak, çevredeki insanların ruh halini değerlendirmede yetkin olacak ve onlarla etkileşimi büyük ölçüde kolaylaştıracak.

Özellikle müziğin ergen üzerindeki etkisi üzerinde durulmalıdır. Uyumlu sesler, hormonal patlamanın zor bir döneminde uyarma-inhibisyon sürecini dengeler. Aynı zamanda, klasik bestecilerin müzikal kompozisyonları farklı etkilere sahiptir:

Bugün, davranışlarını düzeltmek için problemli çocuklar için müzik terapisinin ümit verici bir yönü vardır.