Algı, aklımızda dünyanın öznel bir resmini oluşturan temel zihinsel bilişsel süreçlerden biridir. Bir kişinin zihnindeki yansıma görme, duyma, koku alma ve dokunma gibi duyu organları üzerinde doğrudan etki yoluyla gerçekleşir. Algı sisteminin hangi etkilere bağlı olduğu, algı yöntemlerine de bağlıdır. Bize neler olduğunu ve dünyanın bizi nasıl etkilediğini anlama fırsatı veren bir algıdır.
Algı özellikleri
Algı, diğer bilişsel süreçler gibi, onu diğerlerinin arka planından ayıran bazı özelliklere sahiptir.
- Objektiflik. Çevrenin bize etkisi altında oluşan kalite. Buradan nesnelliğin doğuştan olmadığı ortaya çıkıyor. Gelişiminin ana katkısı, etrafımızdaki nesnel dünyaya hakim olmamızı sağlayan dokunuşlar ve hareketlerle gerçekleşir.
- Bütünlük ve yapı Algı mekanizmaları, bazı nesneleri bütünlüklerini ihlal etmeden "detaylara" bölmemize izin verir. Bir nesneyi değerlendirerek, onun integral yapısını tanır ve niteliklerini ve özelliklerini yapabiliriz.
- Constancy. Konsantrasyon, uzunluk, büyüklük, şekil, renk, aydınlatma bağıl stabilitesi olarak anlaşılmaktadır. Örneğin, bizden ya da koridorun diğer ucundan bir adım uzak olup olmadığına bakılmaksızın eşit büyüklükte algıladığımız bir tabure.
- Seçicilik. Algı süreci ayrıca seçicilik ile de karakterize edilebilir. Sadece çevremizden ihtiyaç duyduğumuz bilgiyi algıladığımız için teşekkürler. Bir örnek, "bir kişi sadece duymak istediğini duyar" ifadesidir.
Daha önce de söylendiği gibi, algının gelişimi, ya da onun içinde yer alan özellikler, çocuk büyüdükçe ortaya çıkar. Bu, nesnenin formunun çocuk için daha anlamlı hale gelmesi olgusuyla kendini gösterir. Bebeklik döneminde bile, bir kişi etrafındaki insanları ve nesneleri tanımayı öğrenir. Kaotik hareketlerin niceliksel göstergesi düşerken, hedeflenen vücut hareketlerinin sayısı artar. Algıların aktif gelişimi, genç okul çağına kadar devam eder.
Bu zihinsel süreç, tüm diğerleri gibi, düzgün bir şekilde gelişemez, bu nedenle zamanımızda çok ilgili bir konu, bozulmuş algının incelenmesidir.
Neler olup bittiğinin anlaşılmasında çeşitli anomalilerin nedenleri, bedendeki travma veya morfolojik değişimlerin bir sonucu olarak duyu organları sistemleri ve bunlara karşılık gelen beyin merkezleri arasındaki bağlantıda kesintiler olarak hizmet edebilir.
Herhangi bir ihlali seçseniz bile, açıklamasının çok fazla yer kaplayacaktır. İhlal, vücutta çok daha başka regresif süreçlere yol açar, bu da semptomlarını daha da zorlaştırır.
Herhangi bir duyusal sistemin çalışmasındaki rahatsızlıklar, beynin ilgili alanının bir lezyonunu gösterebilir. Örneğin, algının topografik ihlali durumunda, kelimenin tam anlamıyla bir kişi "üç çamurda dolaşabilir" çünkü arazide gezinme yeteneğini yitirmiştir. Şiddetli alkol zehirlenmesi de bir kişinin algısını etkiler, bu durumda, pratik olarak hassas değildir, bu yüzden ona ulaşmak zor olur.
Genel olarak, tek bir algı bozukluğu olsa bile, organizmanın temel ihtiyaçları zarar görebilir ve bu da her durumda son derece istenmeyen ve tehlikeli bir süreçtir.